Tahkim denilince, devlet mahkemelerine kıyasla akla şu 3 avantaj gelir ki, bunlar tahkimin temel unsurlarındandır :
1. Tahkim hızlı bir yargılama aracıdır :
Devletin mahkemelerinde (örneğin Türkiye'de) bir sözleşmenin ihlalinden doğan tazminat davası 5 ila 6 yıl sürebilir. Alacaklı bir şirket, bu sürelere dayanamayabilir. Yüklü bir alacağı olan birçok firma, yargılama süreci içinde iflas edebilir.
Halbuki tahkimde, özellikle Avrupa Tahkim Kurulu gibi küçük ama etkin kurumlarda, yargılama 9 ayda sonuçlanır. ICC'de bu süreler 18 aya kadar çıkabilir.
2. Tahkim uzman ve adil bir yargı yoludur :
Ticaret Mahkemesi önünde geldiğinizde, hakimin dava konusunda veya sektöründe uzman olup olmadığını bilemezsiniz. Nitekim genelde uluslararası davalarda, hem yabancı dil hem de spesifik uzmanlıkların eksikliği sebebiyle, bilirkişiler atanır. Bunların kararlarına itirazlar bitmek bilmez. Sonuçta kimse tatmin olmaz, yargılama da (sadece bilirkişi incelemeleri kısmı) 18 ay uzar.
Ayrıca tahkim yargılamasında her bir tarafın avukatları, bir celsede saatlerce (hatta gerekirse günlerce) davasını savunur, gerekirse film seyrettirir, gerekirse tanıklar dinletir, karşı tarafın tanıklarını sorgular. Yani neredeyse sınırsız savunma hakkına sahiptir. Bu da olası en adil yargı yolundan birini oluşturur.
3. Tahkim güvenilir bir yargı yoludur :
Tahkim özellikle yabancılık unsuru içeren ihtilaflarda tercih edilir. Örneğin bir Çinli firmayla Türk firma arasında imzalanacak distribütörlük sözleşmesinde ihtilaf çıkarsa, yabancı şirket, Türk yargısına güvenmeyebilir. Türkler de Çin mahkemeleri önünde bir Çinli şirketi dava etmekten çekinir.
Böyle bir durumda, tahkim güvenilir bir yargıdır, çünkü hakemlerini taraflar belirler. Uzmanlıkları, yabancı dilleri, tarafsızlıkları, mesleki vecibeleri gibi kriterlere dayanarak, tahkim mahkemesini davacı ve davalı taraf oluşturur. Bu da güvenin temel unsurudur.
Üstelik taraflar, güvendikleri bir hukuku da belirlemek suretiyle, adil ve güvenilir bir yargı yolu oluştururlar.