Tahkim dilekçesi standart bir dava dilekçesi olmak zorunda değildir. Bununla birlikte, her tahkim kurulunun "alışık olduğu" formatlar olduğu bir gerçektir. En önemlisi, dava dilekçelerinde "olayların anlatımı" sarih olmalı, gerekçelendirilmeli ve somut delillerle dayanaklandırılmalıdır. Unutulmamalı ki, tahkim yargıçları, hakemler, hukuk ve hakkaniyete göre karar verirler. Bu meyanda, maddi ve hukuki vakıalar, her türlü delille sabit hale getirilebilir.
Tahkimde cevap dilekçesi, davacı tarafın iddialarına yönelik iddialara cevap vermeli, Davalının savunmalarını içermelidir.
Tahkim yargılamasında Davalı taraf, aynı zamanda davacı sıfatını alabilir. Yani davaya cevap verirken, karşı talepleri olabilir. Bunlar ise "karşı davacı" sıfatıyla Davacıya sunulur. Davacı da karşı dava iddialarına cevap vermek zorundadır. Karşı davaya cevap veren taraf sıfatıyla, bu karşı davada savunmada olacaktır.
Bu husus çok önemlidir ve uygulamada çok sayıda davacı, kendisini karşı dava kapsamında "savunmada" bulur.
Davacı, adeta "alacaklı iken borçlu" kalır. Deneyim göstermektedir ki, sadece "davayı hazırlayan" tahkim avukatı, müvekkil şirketleri "karşı davanın savunması" konusunda yeterince hazırlayamamaktadır. Sebebi, tahkim davalarında şekil usul hakkında yetersizlik ve tecrübesizliktir.